Gölyazı’da Gün Batımı Keyfi
Şehrin gürültüsünden, bitmek bilmeyen koşturmacasından sıkılıp “Şöyle zamanın durduğu bir yere gitsem,” dediğiniz oluyor mu? İşte ...
Hafta sonu için hem tarihe doyacağınız hem de iyot kokusunu içinize çekeceğiniz bir kaçış noktası mı arıyorsunuz? İstanbul’un bitmek bilmeyen temposundan, kalabalığından bunalıp şöyle bir nefes alacak, sizi bambaşka bir zamana götürecek bir yer hayal ediyorsanız, aradığınız yer Marmara’nın hemen karşı kıyısında sizi bekliyor. Bu yazıda, size özel bir rota hazırladık ve Mudanya’da yapılacak şeyler listemizin en keyifli duraklarını bir araya getirdik. Tarihin ve denizin iç içe geçtiği, zeytin ağaçlarının gölgesinde huzur bulacağınız bu gezi, size ilaç gibi gelecek. Hazırsanız, Mudanya’nın hareketli merkezinden başlayıp Tirilye’nin dinginliğinde kaybolacağımız yolculuğumuz başlıyor!

Mudanya merkezden arabayla sadece 15-20 dakikalık, zeytin ağaçlarıyla süslü virajlı bir yoldan sonra kendinizi bir anda zamanın durduğu bir yerde buluyorsunuz: Tirilye. Burası, her köşesi tarih kokan, taş ve ahşabın mükemmel uyumunu sergileyen eski bir Rum balıkçı köyü. Arabanızı park edip daracık sokaklarına adım attığınız an, modern dünyanın gürültüsü geride kalıyor; yerini denizin ve zeytinin o eşsiz kokusuna, martıların sesine bırakıyor.
Tirilye’nin hikayesi, isminden başlıyor. Buranın zeytini ve zeytinyağı o kadar meşhur olmuş ki, 1963 yılında köye resmi olarak “Zeytinbağı” adı verilmiş. Ancak halk, kökleri Bizans’a dayanan “Tirilye” isminden hiç vazgeçmemiş. Bu isim, bölgenin kültürel kimliğine ve tarihine o kadar işlemiş ki, sonunda yerel halkın bu ısrarı kazanmış ve 2011’de köyün adı yeniden Tirilye olarak değiştirilmiş. Bu durum, bir yerin ruhunun, resmi kararlardan çok daha güçlü olduğunun en güzel kanıtı değil de nedir?
Sokaklarda gezerken başınızı kaldırıp evlerin mimarisine dikkat edin. Genellikle üç katlı olan bu tarihi evler, Bizans ve Rum mimarisinin izlerini taşıyor. Giriş katları, ailenin zeytinlerini sakladığı bir mahzen veya kiler olarak kullanılırmış. İkinci katlar alçak tavanlı ara katlar iken, asıl yaşamın geçtiği üçüncü katlar yüksek tavanlarıyla dikkat çekiyor. Bu mimari yapı, bölge halkının yaşam tarzının ve geçim kaynağının evlerine nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.
Tirilye’de gezerken mutlaka görmeniz gereken birkaç yapı var. Bunlardan ilki, bir tepenin üzerine kurulmuş heybetli Taş Mektep. 1909 yılında neo-klasik tarzda inşa edilen bu okul, bir dönem Kıbrıs Cumhurbaşkanı olacak Başpiskopos Makarios’a da eğitim vermiş. Daha da önemlisi, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Kazım Karabekir Paşa tarafından şehit ve yetim çocukları için bir yuvaya, yani Dâr-ül Eytam’a dönüştürülmüş. Diğer önemli duraklar ise duvarlarına resim yapılan ilk kiliselerden biri olarak bilinen
Kemerli Kilise ve eskiden bir kilise olup bugün konut olarak kullanılan ilginç yapısıyla Dündar Evi. Tirilye’nin bu zengin tarihi, aslında Bursa’nın ne kadar katmanlı bir geçmişe sahip olduğunun en güzel kanıtlarından biri.

Tirilye’nin sakin sokaklarından ayrılıp Mudanya’nın merkezine döndüğünüzde, sizi Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna tanıklık eden bir yapı karşılar: Mudanya Mütareke Evi Müzesi. Bu müze, sadece eski eşyaların sergilendiği bir yer değil, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nı sonlandıran ve genç Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı ilk siyasi zaferin imzalandığı tarihi bir mekandır.
Bu anlaşmanın imzalandığı yerin kendisi bile başlı başına bir hikaye anlatır. Mütareke, 19. yüzyıldan kalma, Rus asıllı bir tüccara ait olan bu ahşap konakta imzalanmış. Konağın bulunduğu mahalle ise o dönemde Rumların yaşadığı, bugün Girit Mahallesi olarak bilinen bölge. Yani yeni bir ulus-devletin doğuşu, eski kozmopolit düzenin tam kalbinde, bir yabancıya ait bir evde gerçekleşmiş. Bu, bir devrin kapanıp yenisinin açıldığı o anın ne kadar sembolik bir mekanda yaşandığını gösteriyor.
Müzenin kapısından içeri girdiğinizde o tarihi anları adeta yeniden yaşıyorsunuz. Toplam 13 oda ve 2 büyük salondan oluşan konakta , mütareke görüşmelerinin yapıldığı odayı, İsmet İnönü ve heyetinin kullandığı çalışma ve yatak odalarını görebilirsiniz. Müzede sergilenen en dikkat çekici objelerden biri de İsmet Paşa’nın, çetin geçen görüşmeler sırasında sinirlenerek yumruğuyla ikiye böldüğü söylenen mermer masadır. Bu masa, o günlerdeki kararlılığın ve “gerekirse yeniden savaşırız” duruşunun somut bir simgesi gibi duruyor.
Müzeyi gezerken döneme ait fotoğraflar, belgeler ve eşyalar sizi o günlere götürecek. Ziyaretinizi planlarken müzenin Pazartesi günleri kapalı olduğunu unutmayın. T.C. vatandaşıysanız Müzekart’ınız burada geçerli. En güncel ziyaret saatleri ve olası duyurular için yola çıkmadan önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı resmi müze sayfasını kontrol etmenizi öneririz.

Tarih dolu bir günün ardından, Marmara’nın taze esintisi eşliğinde yorgunluğunuzu atmanın en güzel yolu şüphesiz sahildeki balık lokantalarından birine oturmaktır. Mudanya ve Tirilye, taptaze deniz ürünleri ve birbirinden lezzetli mezeleriyle adeta bir gastronomi cenneti. Burada yiyeceğiniz bir balık, sadece bir yemek değil, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının bir parçasıdır.
Masaya oturduğunuzda meze tepsisi geldiğinde gözünüz mutlaka “Girit ezmesi”ni arasın. Bu lezzetli mezenin arkasında, bölgenin yakın tarihini özetleyen bir hikaye yatar. Kurtuluş Savaşı sonrası yapılan nüfus mübadelesi ile bölgedeki Rumlar Yunanistan’a göçerken, yerlerine Girit’ten gelen Türkler yerleştirilmiş. İşte o aileler, yanlarında sadece anılarını değil, aynı zamanda zengin mutfak kültürlerini de getirmişler. Bugün yediğiniz her kaşık Girit ezmesi, aslında o büyük göçün ve yeni bir yurtta kök salmanın lezzete dönüşmüş halidir.
Restoran seçimi konusunda ise seçenek bol. Tirilye’nin otantik atmosferinde, tarihi bir binada hizmet veren Tirilye Balık Restaurant veya mütevazı bir aile işletmesi olan Şeker Ev Balık Restaurant harika seçenekler olabilir. Mevsimine göre taptaze bir barbun ızgara, yanında çıtır çıtır kalamar tava veya güveçte cızırdayan bir karides sipariş etmeden masadan kalkmayın. Gün batımına karşı, sevdiklerinizle yapacağınız uzun bir rakı-balık sohbeti, bu gezinizi unutulmaz kılacak. Mudanya’nın bu lezzetleri, aslında Bursa’nın yemek kültürü açısından ne kadar çeşitli olduğunu gösteriyor.
Mudanya ve Tirilye gezinizi biraz daha uzatmak isterseniz, Bursa’nın tarih ve doğa dolu başka hazinelerini de keşfedebilirsiniz. Bu iki öneri, bölgenin farklı kültürel katmanlarını tanımanız için harika bir fırsat sunuyor:
Cumalıkızık: Kendinizi 700 yıllık bir Osmanlı köyünde bulmak ister misiniz? UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Cumalıkızık, rengarenk cumbalı evleri, Arnavut kaldırımlı daracık sokakları ve tarihi atmosferiyle sizi adeta bir zaman makinesine bindirecek. Burası, Tirilye’nin Rum mirasının tam zıttı bir noktada, bölgenin kurucu Osmanlı kimliğini size hissettirecek. Cumalıkızık Köyü hakkında detaylı bilgi edinmek için, Cumalıkızık Köyü’nde Nostaljik Bir Gün içeriğimize göz atabilirsiniz.
Gölyazı: Uluabat Gölü üzerinde ince bir köprüyle karaya bağlı küçücük bir yarımada düşünün. Antik çağlardaki adıyla Apollonia olan Gölyazı, 700 yaşını devirmiş meşhur “Ağlayan Çınar” ağacı, sakin göl sularında yapacağınız tekne turu ve Bizans’tan kalma kilise kalıntılarıyla bambaşka bir deneyim sunuyor.
Bu üç noktayı (Tirilye, Cumalıkızık, Gölyazı) birleştirdiğinizde, aslında Bursa’nın antik, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan zengin tarih üçgeninde bir yolculuğa çıkmış olursunuz. Bursa’da Gezilecek Yerler hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Soru 1: Mudanya’ya gitmek için en uygun mevsim hangisidir? Cevap: Mudanya, ılıman Marmara iklimi sayesinde dört mevsim ziyaret edilebilir. Ancak, denizin ve güneşin tadını çıkarmak için en ideal dönemler ilkbahar ve yaz aylarıdır. Sonbaharda ise hava hala keyiflidir ve bölgedeki bağ bozumu ve zeytin şenlikleri gibi etkinliklere denk gelebilirsiniz.
Soru 2: İstanbul’dan Mudanya’ya en kolay nasıl ulaşılır? Cevap: İstanbul’dan Mudanya’ya ulaşmanın en hızlı ve keyifli yolu deniz otobüsleridir. İstanbul Yenikapı veya Eminönü iskelelerinden kalkan İDO ve BUDO feribotları ile yaklaşık 1.5 – 2 saat içinde doğrudan Mudanya’ya ulaşabilirsiniz.
Soru 3: Mudanya ve Tirilye gezisi bir günde biter mi? Cevap: Evet, Mudanya ve Tirilye’yi bir günde gezmek mümkündür. Sabah erken saatlerde yola çıkarak önce Tirilye’nin tarihi sokaklarını keşfedip, öğleden sonra Mudanya merkezdeki Mütareke Evi’ni ziyaret edebilir ve günü sahilde bir balık yemeği ile tamamlayabilirsiniz. Ancak bölgenin tadını tam çıkarmak için bir gece konaklamayı da düşünebilirsiniz.
Yorumlar